Amerikan Enerji Departmanı (DOE) transistörlü aydınlatma devrimine öncülük etme adına, ürün geliştirme ve üretim için önemli bir fonu da kapsayan bir anlaşmaya öncülük etti. Ayrıca DOE; üreticiler, tasarımcılar, kullanıcılar dahil endüstri paydaşlarını eğitmeye ve bilgilendirmeye yardımcı olabilmek için önemli programlar düzenliyor. Bunlardan bir tanesi Commercially Available LED Product Evaluation and Reporting (CALiPER) (Ticari LED Ürün Değerlendirmesi ve Raporlaması) programı. Program sayesinde üreticiler kendi ürün performanslarının iddia edildiği gibi olup olmadığını ölçebiliyor.
Son zamanlarda CALİPER MR16 lambasıyla ilgili bir rapor yayınladı. Rapor konuyla ilgili oldukça derin, önemli ve güncel bilgiler barındırsa da, aslında MR16 (ve tüm direkt aydınlatma ürünleri) için en önemli metrik olan “tepe ışık şiddeti”ni (peak luminous intensity) (ya da Center-beam candle-power CBCP) atlamış olmalarına şaşırdım. Bu metrik için sistemin performansının anahtar noktası toplamda ne kadar ışık (lümen) ürettiği ile ilgili değil. Bunun daha ötesinde; üretilen ışığın iyi bir şekilde direkt olarak yönlenip yönlenmediği ile alakalı. Çünkü bu, kullanıcı spesifik bir sahne ya da objeyi aydınlatmak istediğinde önem taşıyor. Aydınlatma tasarımı tarafından belirlenmiş herhangi bir ışık açısı için, en düşük elektriksel güç adına en yüksek yoğunluğu ve toplam lümenlerin en düşüğü tercih edilir.
Aslında yüksek yoğunluk verilmiş direkt aydınlatma uygulamalarında ekstra lümenler karlı değildir hatta zarar etmenizi sağlar. Aynı parlaklık derecesi ve CBCP’ye sahip iki lambayı kıyasladığımızda daha fazla lümen’e sahip olan daha az performans gösteren lambadır. Ekstra lümenler ana parlaklığın içinde yer almazlar istenmeyen aydınlatmaya, kamaşmaya neden olurlar.
LED aydınlatma endüstrisinin lümenlere karşı duyduğu “gözü kör” sadakat; direkt aydınlatmalı ve kullanıcıları adeta kör eden lambaların gelişimini teşvik ediyor. CALİPER’ in en son raporu öncelikli olarak lümenlere değiniyor. Rapor her ne kadar tepe ışık şiddeti veya CBCP gibi değerlere sahip bir tabloyu barındırsa da, tablonun sunumu bu anlamda MR16 ürünlerini karşılaştırmayı zorlaştırıyor. Daha iyi bir karşılaştırma yapabilmeniz adına aşağıda bir dar açılı lamba (6-16 derece ışık açısı) ve daha geniş açılı bir lamba için (18-28 derece ışık açısı) hazırlanmış, CALİPER’in raporunun verileri bulunuyor. Sonuçlar çok çarpıcı: Soraa dışında, LED MR16 lambalarının hiçbiri 50W’lık halojen lambaların düzeyine ulaşamıyor.
Küçük şekli ve güçlü parlaklık kontrolü gereksinimleri yüzünden MR16’nın LEDler’de kullanılan en zor formlardan biri olduğu bir sır değil. Soraa’nın GaN-on-GaN teknolojisinin eşsiz avantajlarını gösterebilmek adına bu platformu seçme nedeni de bu. Soraa ürün portföyünü direkt aydınlatma çözümleri konusunda genişletmeye de devam ediyor. Bu çözümlere PAR ve AR111 lambaları da dahil. Sora’nın tüm bu ürünleri iyi bir şekilde kontrol edilmiş parlaklık seviyesine ve üst düzey ışık yoğunluğuna sahip.
DOE’nin CALİPER’i ve benzer diğer programlar endüstriye önemli katkılar sağladı ve geniş ölçüde kullanıldı. Ancak hepimizin hatırlaması gereken nokta şu ki aydınlatma kompleks bir alan ve sadece birden bire yayılan lümenlerle tarif edilmesi mümkün değil.
Kaynak: http://www.soraa.com/news/ctoblog